Balkan Harbine kadar Tayakadın Köyünde ağırlıklı olarak Bulgar kökenli nüfusun yaşadığı bilinmektedir.
Günümüzde Bulgarlardan kalan ahşap binaların tamamı yıkılmıştır. Çok azının temel kalıntıları vardır. Köydeki ayazma ve diğer tarihi yapılar da maalesef yok olmuştur.
Tayakadın Köyünde tescilli bir adet bina vardır. Köy arazisinde çok sayıda yüz yaşını aşkın meşe ve gürgen ağacı vardır. Bu ağaçlar tescilli olmadıklarından bir süre sonra onlar da yok olup gideceklerdir.
Yukarıda sözü edilen araziyi Tayakadın köyüne yerleşen muhacirlerden 104 kişi birleşerek 1932 yılında Yüzbaşı Rıfat, Kimyager Mustafa ve Kaimmakam Celal beylerden 20.000 Lira bedelle satın almışlardır. Tapu kaydında bu 104 kişinin isimleri yazılıdır. Köyün Türk kurucuları da tapuda isimleri yazılı bu kişilerdir. Kısmen orman olan söz konusu arazi 1945 yılında 4785 sayılı Kanunla, bedelsiz olarak, devletleştirilmiştir. 4785 sayılı Kanunla ilgili bilgileri bu siteden öğrenebilirsiniz.
1972 yılında yapılan kadastro çalışmasında orman tahdit sınırları dışında kalan ve köylüler tarafından tarım arazisi olarak kullanılan tarım arazilerinin tamamı, 'devletleştirme' gerekçesiyle, haksız ve bedelsiz olarak Hazine adına tescil edilmiştir. Bu durumu kabul etmeyen Tayakadın Köyü halkı dava yoluna gitmiş, Gaziosmanpaşa Kadastro Mahkemesinde 14 yıldan daha uzun süren davalar köylüler lehine sonuçlanmış ve köylülerin büyük bölümü tapularına tekrar kavuşmuşlardır. Davalar sonuçlandıktan sonra, bazı taşınmazların parsel numaralarının dava dilekçesinde, avukat hatasıyla (sehven) yer almadığı için bu taşınmazlar için dava açılamadığı sonradan anlaşılmıştır. Davalar 10 yıl içinde sonuçlanmış olsaydı dava açma süresi içinde yeni davalar açılabilirdi. Ne yazık ki dava açma zamanaşımı nedeniyle, dava açılmayan taşınmazların tapuları Hazine lehine kesinleşmiştir. Bu durumdan pek çok kişi mağdur olmuştur. Tayakadın Köyü halkı haksız devletleştirme uygulamalarından kaynaklanan sorunları hala yaşamaktadırlar. Orman vasfıyla bedelsiz olarak (mahkeme kararlarıyla sabittir) devletleştirilen bu arazilerin bir bölümü daha sonra 2 B olarak tespit edilmiş ancak bu konuda son çıkan 6292 sayılı Kanun hak sahiplerine iadeyi öngörmediğinden köylüler (hak sahipleri) tapulu arazilerini yıllar sonra tekrar parayla satın alınmak zorunda kalmıştır.
(NOT:25.11.2014 tarihi itibarıyla kullanım kadastrosu çalışmalarına başlanmıştır. Ancak 20.07.2018 tarihi itibarıyla satış yapılmamıştır. (07.07.2022 satış yok,15.05.2024 satış yok, 10.09.2024 satış yok).
Yukarıda izah edildiği üzere, Devlet tarafından hiç bir bedel ödenmeksizin 1945 yılında devletleştirilen Tayakadın Köyü özel ormanlarının büyük bölümü üzerine 3. Hava Alanı inşa edilmiştir. Bu husustaki tüm resmi belgeler devlet arşivinde ve bizde mevcuttur.
Tayakadın köyü arazisinin bir bölümü de Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca "Rezerv Konut Alanı" olarak ilan edilmiştir. (30.04. 2014 Tarihli Resmi Gazetede yayınlanmıştır). Bu durum köy halkının bir kez daha mağdur olmasına sebep olmaz inşallah.
Tayakadın Köyünde 1980’li yıllara kadar mangal kömürü üretimi yapılmıştır. 1968 yılına kadar toprak yol olarak kullanılan şimdiki Tayakadın-Arnavutköy yolundan İstanbul'a manda ve öküz arabalarıyla taşınan mangal kömürleri İstanbul'un önemli bir yakıt ihtiyacını karşılıyordu.
1990 yılında Tayakadın Köyü ormanından geçen Hasdal- Yassıören çift yolunun inşaatına başlanmıştır. Halen kullanılmakta olan bu yolun bir bölümü inşa edilecek 3.Hava Alanının altında kalmıştır. D20 Karayolu 3. Havaalanın dışından geçirilerek Yeniden inşa edilerek 2018 yılı Ocak ayında tekrar açılmıştır.
Tayakadın Köyünün komşusu olan Durusu (Terkos) ise İstanbul'un su ihtiyacını karşılayan Terkos Gölünün yakınındadır. Durusu'daki tarihi su pompalarının kuruluşu 1880 yılına kadar gider. Bu konuya ilgi duyanlar http://www.arkitera.com/haber/index/detay/akibeti-bilinmeyen-bir-muze-girisimi--istanbul-su-medeniyetleri-muzesi-terkos-pompa-istasyonu/9005 internet adresinden daha geniş bilgi edinebilirler. Durusu'daki su müzesi yapılan onarım ve tadilata rağmen hala neden halkın ziyaretine açılmamıştır. Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı müzenin açılışını törenle yaptıysa da müze halen kapalıdır. (05.09.2024) Bu konuda da İSKİ sitesinde bir açıklamaya rastlamadık. Bölgenin tanıtımı için bu müzenin en kısa sürede ziyarete açılmasında fayda vardır. Bu konuyla ilgilenene de rastlamadım.
Eski köy camisinin karşısında yer alan tarihi “Gürler Çeşmesi” yapılan onarımla maalesef eski özelliğini tamamen kaybetmişse de adına yakışır olarak yaz-kış gürleyerek akar. Onarım adı altında yapılan yıkım ile çeşme adeta katledilmiştir. Bu yetmiyormuş gibi onarımı yapan kişi çeşmeye kendi adını yazdırarak hem günah hem de büyük ayıp işlemiştir. Ama en büyük ayıbı bu katliama göz yumanlar işlemiştir. Temennimiz Gürler Çeşmesinin eski adıyla yeniden yaşatılmasıdır.
En son olarak, yapılan onarımla, çeşme yeniden inşaa edilmiş eski tabela da yerine konmuştur. Bu çeşmenin eski resimlerine uygun olarak yeniden inşa edilmesi gerekir.
Tayakadın Köyü Çatalca'nın köyü iken 1972 yılında Gaziosmanpaşa'ya bağlanmış, 2009 yılında da Arnavutköy'ün ilçe olmasıyla Arnavutköy'e bağlanmıştır. 2014 yılında da mahalleye dönüşmüştür.
Son yıllarda köyün yakınına kurulan pervanelerle rüzgar enerjisinden elektrik üretimi yapıldığından Tayakadın Köyü “Pervaneli Köy” olarak da anılmaktadır. Ancak bu pervaneler İstanbul Havalimanının uçuş emniyetini olumsuz etkilediğinden 2019 yılında kaldırılmışlardır.
Tayakadın Köyünün kısa tarihi yukarıda verilmiştir. Tayakadın Köyünün tarihi ile ilgili daha fazla bilgi almak isteyenler Arnavutköy kaymakamlığınca hazırlanan "Osmanlı Belgelerinde Arnavurköy" isimli kitaptan faydalanabilirler. Bu kitaptan alınan Tayakadın köyü ile ilgili bazı belgeler aşağıda verilmiştir.
Sultan Mehmed Reşad Döneminde İstanbul’daki Bulgar
Cemaati: Nüfus, Yerleşim ve Ekonomi
The Bulgarian Community in Istanbul in The Time of Sultan
Mehmed Reşad: Settlement, Population and Economy
Neriman Ersoy Hacısalihoğlu
İstanbul’da Bulgarların yoğun olarak yaşadığı semtlerde kiliseye bağlı okullar mevcuttu. Balkan savaşından sonra İstanbul’da 3 sınıflık Pera ve Langa ile Fener’de ilk ve ortaöğretim okulları mevcuttu. Daha sonra İstanbul’un köyleri olan Terkos, İmrahor veTayakadın’da59 birer okul daha açılmıştır. 60. İstanbul’daki Bulgar okullarında 1913-14 yılında toplam 228 öğrenci vardı, 1914-1915’te bu sayı 295’e yükselmiştir. Aynı tarihlerde Langa okulunun binası satın alınmıştır. Bu bina için yerli halktan 250 lira toplanmış ve 800 lira da Bulgaristan Hükümeti tarafından gönderilmiştir. 1914-15 öğretim yılında İstanbul’daki Pera Bulgar okulunda 7 tane öğretmen görev yapmıştır. Tr. Zafirov okulun müdürüdür ve üç sınıfta haftalık toplam13 saat Bulgarca derslerine girmektedir. Fener Bulgar Okulunda tek öğretmen, Langa’daki okulda ise 3 öğretmen görev yapmıştır. Bu okullarda 6 saat Türkçe
dersi
de yapıldığı belirtilmektedir61. Birinci Dünya Savaşı döneminde Osmanlı
Devleti’ninyabancı okullara yönelik bazı imtiyazları kaldırmış olmasına rağmen,
İstanbul’daki Bulgar okullarına yönelik herhangi bir kısıtlama yapılmadığı
anlaşılmaktadır62. Bunda şüphesiz savaşta Bulgaristan ile Osmanlı Devleti’nin
müttefik olması da etkili olmuştur.
Padişahların
kızlarını veya şehzadelerini emziren kadınlara dâye, tâye veya sütnine denirdi.
Bkz. M. Çağatay
Uluçay, Harem, II, Ankara 2001, s. 138-140.
Günümüzde Tayakadın, Arnavutköy’e bağlı bir köydür.
TAYAKADIN KÖYÜ HAKKINDA BAZI BİLGİLER
Tarım ve hayvancılık Tayakadın Köylülerinin en önemli geçim kaynağıdır. Köy arazisi manda yetiştiriciliğine çok uygun olduğundan büyük baş hayvanların büyük bölümü mandadır. Organik manda sütü arayanlar, köyde manda besleyen kişilere sipariş vererek süt temin edebilirler. Manda sütü kaynatılıp birkaç saat bekletilirse üzerinde yarım parmak kaymak oluşur. Kaymağı aldıktan sonra inek sütü ile karıştırılan manda sütüyle yapılan yoğurdun lezzeti çok güzel olur.
Köyde tamamen organik inek sütü üretenler de var. Gerçek süt nasıl oluyormuş! Merak edenler köyde isimleri bilinen kişilerden, önceden haber vermeleri şartıyla, süt temin edebilirler.
İlk bahar aylarında inekler yeşil ot yediklerinden süt biraz sulu ve kokulu olabilir.
Köylüler kendi ihtiyaçları için her türlü sebze ve meyveyi üretmektedirler. Köylülerin kendi ihtiyaçları için ürettikleri kuru fasulyenin lezzeti tartışılmaz. Tarım ürünlerinden satın almak isteyenlerin önceden sipariş vermeleri gerekmektedir. Ben tavsiye ediyorum pişman olmazsınız.
Kemerburgaz ve Göktürk'ten Tayakadın' a 20 dakikada ulaşılabilir. Arnavutköy ve Yassıören üzerinden de Tayakadın Köyüne rahatlıkla ulaşılabilir. Yaz aylarında hafta sonu trafiğine yakalanmamak lazım.
Ormanla iç içe olan Tayakadın köyünde yaşamak bir ayrıcalıktır. Köydeki piknik alanları daha çok dernek toplantıları için kiralanmaktadır. Arnavutköy-Tayakadın yolu üzerindeki orman içi piknik alanları hafta sonları çok fazla ziyaretçi çekmektedir. Çarpık yapılaşma her ne kadar görüntüyü bozduysa da kalan orman alanları insanı rahatlatmaktadır.
Eğer Tayakadın köyüne yolunuz düşerse, köy çıkışında yol kenarına dikkatlice park ediniz, bölgenin yüksek tepesi olan bu yerden Karadenizi ve Terkos Gölünü ve yeni yapılacak 3. Havaalanı sahasını seyrediniz, orman ve deniz havasını ciğerlerinize doldurunuz. Deniz, göl ve ormanın bir arada görüldüğü manzara gerçekten güzeldir. Bu manzara kanal istanbul ve 3. hava alanının yapılmasından sonra sonsuza kadar yok olacaktır. İnşaat öncesi ve sonrası manzarayı görmek ve aradaki farkı gelecek nesillere aktarmak için bu bölgeyi ziyaret etmenizi öneririz.
Köyde standardı yüksek kafeterya ve restoran bulunmadığından yerli ziyaretçilerin pek fazla rağbet ettiği söylenemez. Ancak, köy kahvelerinde demlenen çayın kalitesi iyidir, bardakların temizliğinden de emin olabilirsiniz. Yolunuz Tayakadın Köyüne düşerse bir bardak çay içmenizi tavsiye ederiz.
Köyde yaşayanlar, genellikle akşamları, köy kahvelerinde buluşup sohbet ederler.
Tayakadın köyüne gelmiş iken Durusu (Terkos) ve Karaburun ve Yeniköy köylerini de ziyaret edebilirsiniz.
Durusu su müzesinin onarımı bittiği halde henüz ziyarete açılmadı. Nedenini bilmiyoruz. Bu müze ziyarete açıldığında bölgenin tanıtımına katkı sağlayacaktır. Arnavutköy Belediyesi ilgililerinin konuyla ilgilendiklerini tahmin ediyoruz.
Karaburun Köyünde deniz kıyısındaki restoranda balık yemenizi tavsiye ederiz. Kalitesinden memnun olacağınızdan emin olabilirsiniz. Fiyat konusununda yorum yapamam.
29 Nisan 2010'da Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın açıkladığı 3. köprü ve Kuzey Marmara Otoyolu güzergahına göre Tayakadın, iki otoban'ın kesişim noktası olacaktır. 2014 yılında ilan edilen imar planı tadilatıyla söz konusu kavşak yeri belirlenmiştir. Merak edenler Arnavutköy Belediyesinin internet sitesinden bu planlara ulaşabilirler.
11 Ocak 2011'de açıklanan Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Kanal İstanbul Projesinin Tayakadın Köyünden geçeceğine dair söylentiler devam etmektedir. İstanbul'daki yeni kentin, 3. havalimanı, üniversiteler, iş merkezleri doğal parklar ve yaşam alanları ile Karadeniz kıyısına kurulması planlamaktadır. Tayakadın, "Yeni İstanbul" projesine en yakın ve en avantajlı bölge durumundadır.
Tayakadın Köyü, 8 Eylül 2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan karara (http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/09/20120908-18-1.pdf) göre Kanal İstanbul güzergahı içinde kalmaktadır. Muhtemel güzergah haritası şu şekildedir: https://maps.google.com/maps/ms?msid=200627424479443427460.0004d896720d485dec173&msa=0
Bir yıl önce, Tayakadın köyünün imar planının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılması için çalışma başlatıldığını ve bölgenin rezerv konut alanı olarak ilan edildiğini biliyoruz.
Tayakadın Köyü'nün çevresindeki gezilecek ve görülecek yerlerin fotoğraflarını kısa süre sonra bu siteye koyacağım.
NOT:TAYKADIN KÖYÜ İle güncel gelişmeleri bu siteden izleyebilirsiniz. Sorularınız ve önerileriniz olursa memnun oluruz.
1)Aşağıda fotoğrafı yer alan kemer kalıntılarıyla ilgili olarak hiç bir bilgiye ve belgeye ulaşamadım.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEirkPXpphfz-tFDbeyhBYbPJ-oeQhrtiWNRKocgsHJWw_Nvxi2W5nohn0xkQ54axyo16KwSAMaYVyvfo86RDlSGGlgybmdriWkVjAmSwVjsk8FpXCc0rqy4Tke0tWu0bFn-lh1gqo1tzekX/s320/aJe12.jpg)
Su kenerleri hakkında bilgiye Çatalc Kültür ve Turizm derneğinden öğrenebilirsiniz.
YanıtlaSilHalit bey
YanıtlaSilTarihe ışık tutan kaleminize sağlık.
Elinize emeğinize sağlık güncel bir yazı daha yazarsanız daha yararlı olacaktır
YanıtlaSilYazınızı bahsettiğiniz üçüncü hava limanı yerleşkesi içinde okudum. Tarihe bir ışık tuttunuz. Hava limanı neyse de! Kanal buraya pek iyi gelmeyecek sanırım. Bu dokunun bozulmaması gerektir inancındayım. Yazı için teşeklürler.
YanıtlaSil